Su, ihtiyaç duyduğumuz neredeyse tüm ürünleri üretmek için kullandığımız temel bir kaynaktır. Su ayak izi, kullandığımız bu mal ve hizmetlerin her birini üretmek için kullanılan su miktarını ölçer. Bir ürünün, sürecin veya işletmenin su ayak izi, birey veya topluluk tarafından tüketilen veya işletme tarafından üretilen mal ve hizmetleri üretmek için kullanılan toplam tatlı su hacmi olarak tanımlanır.
Su ayak izi hesaplamaları, işletmelerin suyla ilgili risklerini anlamaları için ve bireylerin ise kullandıkları ürünlerde ne kadar gizli su olduğu konusunda farkındalıklarının artması anlamında güçlü bilgiler sağlar. Bir şirketin/tesisin su sürdürülebilirliği eylem planlarını başlatması ve/veya güçlendirmesi için açık, kullanışlı ve yapılandırılmış bir yol sunar. Atlas olarak uzman ekibimizin rehberliğinde ISO 14064 ve Küresel Su Ayak İzi Standardı gibi küresel standartlara göre hesaplama ve raporlama hizmetleri vermektedir.
Su ayak izi danışmanlık hizmetleri, müşterilerin su kaynaklarını daha sürdürülebilir bir şekilde yönetmelerine, çevresel etkilerini azaltmalarına ve küresel sürdürülebilirlik hedeflerine uyum sağlamalarına yardımcı olur.
Yeryüzündeki suların %97'si tuzludur. Artan dünya nüfusu ve değişen tüketim alışkanlıkları, artan su talebi ile sonuçlandığından, sadece %3’lük bir oranda bulunan tatlı su kaynakları kıtlık riski altındadır. İklim değişikliği, ormansızlaşma, artan su kirliliği ve suyun israflı kullanımı yetersiz su kaynağına neden olmaktadır. Deniz suyunun tuzdan arındırılması bir seçenektir. Ancak başka bir kaynak olan enerjiyi gerektirir ve mevcut tuzdan arındırma metodolojileri hala çok pahalıdır. Bu da deniz suyunun arıtılması projelerini küresel ölçekte bir çözüm olmaktan çok uzak kılmaktadır.
İklim değişikliği ile ilgili günden güne artan kamuoyu farkındalığı şirketleri çevre etkilerini de gündeme almalarını gerektiren ESG yönetim bakış açısını benimsemelerine neden oldu. Bu nedenle su ayak izini değerlendirmek ve azaltmak, şirketlerin çevresel strateji ve risk yönetimi yaklaşımlarına dahil etmesi gereken hedeflerden biridir.
Çevresel sorunlarını ele alarak bu iki kavram birbirini tamamlar. Karbon ayak izi, küresel ısınma sorununa odaklanır. Su ayak izi ise su kıtlığı sorunuyla ilgilidir. Her iki ölçüm de tedarik zinciri perspektifini destekler.