Günümüzün hızla gelişen dijital çağında elektronik cihazlar hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Ancak bu cihazların sağladığı kolaylıklar, giderek artan bir sorun olan elektronik atık (e-atık) krizini de beraberinde getiriyor. Bu sorun, çevre ve insan sağlığı üzerinde ciddi riskler oluşturuyor. Tehlikeli atık sınıfında olan elektronik atıklar için uzun vadeli aksiyonlar oluşturulması gerekiyor.
E-atık, artık işlevini yitirmiş veya istenmeyen elektronik cihazlar ve ekipmanlar anlamına gelir. Bu kategori; buzdolabı ve mikrodalga gibi ev aletlerinden, akıllı telefon, dizüstü bilgisayar ve televizyon gibi kişisel cihazlara kadar geniş bir ürün yelpazesini kapsar. Teknolojinin hızlı gelişimiyle birlikte bu cihazların kullanım ömürleri kısalmakta ve dünya genelinde e-atık miktarı hızla artmaktadır. Elektronik atıklar, dünyada en hızlı artan atık sınıfı olarak kabul edilmektedir.
E-atıklar tehlike oluşturmanın yanı sıra bazı fırsatları da barındırır. Altın, gümüş, bakır ve paladyum gibi değerli materyalleri; pillerde kullanılan lityum ve kobalt gibi hayati elementleri içerir. Ancak kurşun, cıva, kadmiyum ve bromlu alev geciktiriciler gibi zararlı maddeler de barındırır. Bu maddelerin yanlış işlenmesi, insan sağlığı ve çevre üzerinde ciddi tahribat yaratabilir. Bu nedenle, e-atık yönetimi karmaşık ancak bir o kadar da hayati ve ekonomik bir konudur.
2022 yılında dünya genelinde rekor düzeyde, 62 milyar kilogram e-atık üretildi. Bu, kişi başına yıllık ortalama 7.8 kilogram e-atık anlamına geliyor. 2010 yılında üretilen 34 milyar kilogram e-atıkla kıyasladığımızda, e-atık hacminin %82’lik bir artış gösterdiğini görüyoruz. Belgelendirilmiş resmi geri dönüşüm oranı da artış gösterse de (2010’da 8 milyar kilogramdan 2022’de 13.8 milyar kilograma), atıkların işlenmesi ve tekrar ekonomiye dahil olmaları yeterli düzeye ulaşmıyor. E-atık üretimi, resmi geri dönüşüm oranını neredeyse beş kat oranında geride bırakmış durumda.
Peki e-atıklar neden bu kadar hızlı artıyor?
E-atık dağılımı ciddi eşitsizlikleri de ortaya koyuyor. Zengin ülkeler en fazla e-atığı üreten yerler olmasına rağmen, bu atıkların büyük bir kısmı—çoğu zaman yasa dışı yollarla—gelişmekte olan ülkelere ihraç ediliyor. Bu bölgelerde yeterli altyapı bulunmadığından, e-atıklar ciddi çevre kirliliğine ve sağlık krizlerine yol açıyor. Bu dengesizliğin giderilmesi için daha sıkı uluslararası düzenlemelere ve daha adil çözümlere ihtiyaç var.
Elektronik cihazların yanlış şekilde bertaraf edilmesi, geniş çaplı çevresel sorunlara yol açıyor:
Elektronik atıklar, modern yaşamın önemli bir sorunu haline gelirken çevresel ve toplumsal etkileri büyümeye devam ediyor. Bu sorunla başa çıkmak için bireylerin, şirketlerin ve hükümetlerin sürdürülebilir ürün tasarımı, geri dönüşüm altyapısı ve tamir kültürü gibi sürdürülebilir e-atık yönetimi çözümlerini teşvik etmesi gerekiyor. E-atıklar, sadece bir tehdit değil, aynı zamanda değerli materyallerin geri kazanılabileceği bir fırsat sunuyor. Bu nedenle, e-atık yönetimi konusunda acilen küresel bir bilinç ve kolektif bir çaba gerekiyor.
Kaynaklar
The Global E-Waste Monitor, 2024.