Enerji Güvenliği ve Yenilenebilir Enerji Kaynaklarına Geçişin Önemi

Enerji güvenliği, günümüzün hızla değişen küresel enerji ortamında kritik bir odak noktası haline gelmiştir. Enerji güvenliği, enerji kaynaklarının kesintisiz ve uygun fiyatlarla erişilebilir olmasını ifade eder. Son yıllarda, talep artışı, jeopolitik istikrarsızlık ve piyasa aksaklıkları nedeniyle enerji arzının güvenliği büyük önem kazanmıştır. Fosil yakıtlardan yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş ise, uzun vadeli istikrarı sağlamak için önemli bir çözüm olarak öne çıkmaktadır.

Fosil Yakıtların Enerji Güvenliğindeki Rolü Tarihi olarak fosil yakıtlar—kömür, petrol ve doğalgaz—dünyanın enerji ihtiyacını karşılayan başlıca kaynaklar olmuştur. Ancak bu kaynakların arzı genellikle jeopolitik risklerle ilişkilidir. Örneğin, Avrupa’nın Rus doğalgazına bağımlılığı, Ukrayna ile olan siyasi çatışmalar sırasında büyük riskler ortaya çıkarmış ve enerji arzında ciddi kesintilere neden olmuştur. 2021 yılında Avrupa Birliği, doğalgazının %40’ını Rusya’dan ithal ediyordu, bu da enerji güvenliği konusunda endişelere yol açtı.

Yenilenebilir Enerjiye Geçiş

Yenilenebilir enerji kaynakları (güneş, rüzgar, hidroelektrik) enerji güvenliği ile ilgili kırılganlıkları azaltan bir çözüm sunmaktadır. Bu kaynaklara geçiş, jeopolitik olarak istikrarsız bölgelerden bağımsızlığı artırır ve daha temiz, sürdürülebilir bir enerji arzı sağlar.

Uluslararası Enerji Ajansı’na (IEA) göre, küresel yenilenebilir enerji yatırımları önemli ölçüde artması ve 2050 yılına kadar elektrik üretiminin %90’ının yenilenebilir kaynaklardan sağlanması bekleniyor. Ayrıca, elektrikli araçların payının da hızla arttığı gözlemlenmektedir. 2019 yılında satılan araçların sadece %2’si elektrikli iken, 2022’de bu oran %10’a yükselmiştir ve bu trendin 2025 yılına kadar petrol talebini zirveye çıkarıp düşüşe geçireceği öngörülmektedir.

Yenilenebilir enerjiye geçiş, enerji güvenliğini güçlendirmenin yanı sıra ekonomik büyümeyi de teşvik etmektedir. 2022 yılında petrol ve gaz şirketleri rekor düzeyde 4 trilyon dolar kazandı ve bu karın önemli bir kısmı temiz enerji projelerine yönlendirilmektedir. Bu stratejik değişim, hem çevresel politikalar hem de yenilenebilir enerjinin uzun vadede maliyet tasarrufu ve istikrar sağlaması nedeniyle tercih edilmektedir.

Özetlememiz gerekirse,

  • Yenilenebilir enerji kapasitesi: 2050 yılına kadar elektrik üretiminin %90’ı yenilenebilir kaynaklardan sağlanacak.
  • Elektrikli araç satışları: 2022 yılında satılan araçların %10’u elektrikli iken, bu oran 2019’da %2’ydi.
  • Temiz enerji yatırımları: Petrol ve gaz sektörünün 2022’de elde ettiği 4 trilyon dolarlık karın bir kısmı yenilenebilir enerji projelerine yönlendiriliyor.

Dünyanın yenilenebilir enerjiye geçişi, çevresel koruma sağlamanın ötesine geçmektedir. Yenilenebilir kaynaklar, siyasi olarak istikrarsız bölgelerden bağımsızlığı artırarak tedarik zincirlerini çeşitlendirir. Küresel enerji krizleri ve artan talep karşısında, yenilenebilir enerji, gelecekte istikrarı sağlayacak ekonomik olarak sürdürülebilir bir çözümdür.

Kaynaklar

Fatih Birol: Küresel enerji krizi ve yenilenebilir enerji yatırımları hakkında açıklamalar (https://www.bloomberght.com/uluslararasi-enerji-ajansi-baskani-kuresel-enerji-kriziyle-yeni-fosil-yakit-yatirimlari-daha-buyuk-r-2308448)

IEA raporları ve yenilenebilir enerjiye geçişin enerji güvenliği üzerindeki etkileri (https://gazeteoksijen.com/ekonomi/iicec-baskani-birol-gunes-enerjisine-ilgi-artiyor-209107)