Elif Atak // 07.08.2024
ESG (Environmental, Social, and Governance), çevresel, sosyal ve yönetişim alanlarındaki performansı ve bu alanlarda alınan kararları değerlendiren bir kavramdır. ESG kriterleri, şirketlerin sadece finansal performanslarını değil, aynı zamanda çevresel etkilerini, toplumsal sorumluluklarını ve kurumsal yönetişim standartlarını da ölçer.
2004 yılında Birleşmiş Milletler (BM) tarafından “Who Cares Wins” raporu yayınlandı. Bu rapor, yatırım kararlarında ESG faktörlerinin dikkate alınmasının önemini vurguladı.
2006 yılında BM Küresel İlkeler Sözleşmesi (UN Global Compact) ve Finansal İstikrar Kurulu (FSB), yatırımcıların ESG faktörlerine olan ilgisini artırdı.
2015 yılında BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA’lar) tanıtıldı ve ESG’nin önemi daha da arttı.
Şirketler İçin:
Risk Yönetimi: ESG kriterlerine uygun hareket eden şirketler, çevresel ve sosyal riskleri daha iyi yönetir. Bu, olası çevresel felaketlerden, sosyal huzursuzluklardan ve kötü yönetişimden kaynaklanan riskleri azaltır.
İtibar ve Marka Değeri: Sürdürülebilirlik ve sosyal sorumluluk konusunda hassas olan tüketiciler, ESG odaklı şirketleri tercih eder. Bu da marka itibarını ve müşteri sadakatini artırır.
Çalışan Bağlılığı: Çalışanlar, değerleriyle uyumlu şirketlerde çalışmayı tercih eder. ESG politikalarına sahip şirketler, yetenekli çalışanları çekme ve elde tutma konusunda daha başarılı olur.
Yatırımcılar İçin:
Uzun Vadeli Getiri: ESG kriterlerine uygun yatırımlar, uzun vadede daha istikrarlı ve sürdürülebilir getiriler sağlar. Araştırmalar, ESG’yi dikkate alan yatırımların finansal performansının genellikle daha iyi olduğunu göstermektedir.
Portföy Çeşitlendirmesi: ESG kriterlerine uygun yatırım fırsatları, yatırımcılara portföylerini çeşitlendirme imkanı sunar. Bu da portföy riskini azaltır.
ESG kriterlerini benimseyen şirketler, uzun vadeli iş stratejilerinde elde ettiği avantajlar:
İnovasyon ve Rekabet Üstünlüğü: Sürdürülebilirlik ve sosyal sorumluluk projelerine yatırım yapan şirketler, yenilikçi çözümler geliştirir ve piyasada rekabet avantajı sağlar.
Maliyet Tasarrufu: Enerji verimliliği, atık yönetimi ve kaynakların etkin kullanımı, operasyonel maliyetleri düşürür.
Yasal Uyum ve Teşvikler: ESG kriterlerine uygun hareket eden şirketler, yasal düzenlemelere daha kolay uyum sağlar ve çeşitli devlet teşviklerinden yararlanabilir.
Sonuç olarak, ESG kriterleri, şirketlerin sadece finansal performansını değil, aynı zamanda çevresel, sosyal ve yönetişim alanlarındaki etkilerini de değerlendiren kapsamlı bir yaklaşımdır. ESG’ye uygun hareket eden şirketler, riskleri daha iyi yönetir, marka değerlerini artırır ve çalışan bağlılığını güçlendirir. Aynı zamanda, yatırımcılar için daha istikrarlı ve sürdürülebilir getiriler sunar. Uzun vadeli stratejilerini ESG ile entegre eden şirketler, inovasyon ve rekabet avantajı elde eder, maliyet tasarrufu sağlar ve yasal düzenlemelere daha kolay uyum sağlar. Önümüzdeki hafta, ESG kapsamında çevresel faktörleri ayrıntılı olarak inceleyeceğimiz yazımızda, bu konunun şirketler için ne kadar önemli olduğunu daha detaylı olarak ele alacağız. Bu yazı dizisini kaçırmayın!