Leyla Kaylee Savaşer ile Sürdürülebilir Beslenme Üzerine

Elif Atak // 01.09.2024

Sağlıklı ve dengeli bir yaşam, beden, zihin ve ruh arasındaki uyumla mümkün. Bugün, yaşamımızın bu iki temel alanında derinleşmek üzere sürdürülebilir beslenme ve yoga konularında uzman bir konukla birlikteyiz. Sağlıklı yaşamın sırlarını keşfetmeye hazır mısınız?

Sevgili Leyla, öncelikle davetimizi kabul ettiğin için teşekkür ederiz. Başlamadan önce bize kendinden bahseder misin?

LKS: Ben Leyla Kaylee Savaşer, beslenme ve sağlık tutkusuyla dolu bir Diyetisyenim. İngiliz ve Türk kökenliyim ve şu anda Türkiye’de yaşıyorum, online diyet hizmetleri sunuyorum. Yeditepe Üniversitesi’nden onur derecesiyle mezun oldum ve sporcu beslenmesi, bitkisel bazlı beslenme, prenatal beslenme ve sezgisel yeme alanlarında uzmanlaştım. Ayrıca, Fonksiyonel Tıp Diyetisyeni ve Yoga Eğitmeniyim. Yaklaşımım, bireylerin ihtiyaçlarına göre uyarlanmış, sürdürülebilir ve sağlıklı beslenmeye odaklanıyor; kısıtlayıcı uygulamalardan kaçınıyorum. Yemek, çikolata, fıstık ezmesi, kahve ve şarabı çok severim!

Sürdürülebilirlik gündemimizde olan bir konu. Sürdürülebilirlik kavramı beslenme alışkanlıkları ile nasıl eşleştirilebilir? İş hayatına bu alışkanlıkları dahil etmemiz nasıl mümkün olabilir?

LKS: Bu çok uzun bir konu ancak özetlemek gerekirse; Bitkisel bazlı beslenme, sürdürülebilirlik açısından büyük önem taşır. Çünkü hayvansal gıdaların karbon ayakizi çevreye ciddi zararlar verebilir. Tamamen vegan ya da vejetaryen olmanız gerekmez, ancak çevremiz ve geleceğimiz için hayvansal ürünleri azaltarak bitkisel besinleri artırmak faydalı olacaktır. Türkiye’nin baklagiller ve sebze çeşitliliği, bitkisel beslenmeyi kolaylaştırır. Yerel ve mevsiminde yetişen sebze ve meyveleri tercih ederek, ithal ürünlere yönelmeden lezzetli ve sağlıklı menüler oluşturmak mümkündür. Ambalaj tüketimini azaltmak için işlenmiş/paketli gıdalardan kaçınmak ve mutfağınızda çevreye duyarlı materyaller kullanmak da önemlidir.

Bu alışkanlıkları iş hayatına dahil etmek düşündüğünüz kadar zor değil:

  • Yanınızda yemek taşıyorsanız, cam veya çelik kaplar tercih edebilirsiniz.
  • Yerel restoranları seçerek, ev yemekleri yapan yerlerde bitkisel menüler (zeytinyağlılar, bakliyat yemekleri vb.) seçebilirsiniz.
  • Gıda israfını engellemek için porsiyonlara dikkat edebilir ve yemek planlaması yaparak sağlıklı seçimler yapabilirsiniz.

Peki kurumlar, çalışanlarının beslenme alışkanlıklarını daha sürdürülebilir hale getirmek için ne tür politikalar geliştirebilir?

LKS: Kurumlar, çalışanlarının beslenme alışkanlıklarını sürdürülebilir hale getirmek için şu adımları atabilir:

  1. Bitkisel Bazlı Menüler: Kantinlerde yerel, mevsimsel ve bitkisel bazlı yemeklerin sayısını artırmak.
  2. Eğitim Programları: Sürdürülebilir beslenme konusunda farkındalık oluşturmak için eğitimler düzenlemek.
  3. Ambalaj Azaltma: Plastik kullanımını azaltmak için yeniden kullanılabilir kaplar sağlamak.
  4. Yerel Ürün Tedariki: Yerel ve organik ürünlerin tercih edilmesini sağlamak.
  5. Gıda İsrafını Azaltma: Porsiyon kontrolü ve artan yiyeceklerin değerlendirilmesi.
  6. Teşvikler: Sürdürülebilir beslenme alışkanlıklarını benimseyenlere ödüller sunmak.
  7. Sürdürülebilirlik Komiteleri: Çalışanların öneri sunabileceği komiteler oluşturmak.

Diyetisyenliğinin yanında yoga eğitmenisin. Sence yoga, stres yönetimi ve iş performansı üzerindeki etkileri ile sürdürülebilir bir yaşam tarzına nasıl katkı sağlar?

L: Yoga eğitmeni olarak, yoganın faydalarını her alanda deneyimliyorum. Yoga, kelime anlamıyla “birlik” demektir ve ruh, beden ve zihnin uyumunu temsil eder. Yoganın nihai amacı, bu birliğe ve saf öze ulaşmaktır. Düzenli yoga pratikleri, kişinin içsel kalıplardan, yargılardan ve korkulardan özgürleşmesine yardımcı olur. Bu süreç kolay olmasa da, kendini tanıma yolunda yoga en etkili araçlardan biridir. Kendini tanıdıkça ve bu birliğe ulaştıkça, hayata olan güven artar, sakinlik ve duygularını yönetme becerisi gelişir.

Yoga, “matta nasılsan, hayatta da öylesin” prensibini benimser. Yoga matında kazanılan sabır, güven, duygusal yönetim, irade, sakinlik, dayanıklılık, içsel güç, esneklik, denge ve odaklanma gibi beceriler, iş hayatına da doğrudan yansır ve performansı olumlu yönde etkiler.

Kurumsal firmalar, çalışanlarına yönelik yoga ve mindfulness programları düzenleyerek sürdürülebilirliğe nasıl katkıda bulunabilir?

LKS: Kurumsal firmalar, çalışanlarına yönelik yoga ve mindfulness programları düzenleyerek sürdürülebilirliğe önemli katkılarda bulunabilir. Bu tür programlar, çalışanların stres seviyelerini azaltarak zihinsel ve fiziksel sağlıklarını iyileştirir, bu da uzun vadede iş yerinde verimlilik ve motivasyonu artırır. Yoga ve mindfulness, çalışanların duygusal denge, odaklanma ve esneklik gibi becerilerini geliştirir, bu da iş performansını olumlu yönde etkiler. Ayrıca, bu programlar sayesinde çalışanlar, daha sağlıklı yaşam alışkanlıkları benimseyerek sürdürülebilir bir yaşam tarzı geliştirir. Sonuç olarak, bu tür programlar, kurum içi dayanıklılığı ve genel refahı artırarak uzun vadede hem çalışanların hem de şirketin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmasına katkı sağlar.

Peki Leyla, Diyetisyen ve yoga eğitmeni olarak, sen çevre dostu uygulamaları günlük rutinine nasıl dahil ediyorsun?

LKS: Çevre dostu uygulamaları hayatıma dahil ederken, ortalama %70 oranında bitkisel bazlı beslenmeye dikkat ediyor, yerel markaları tercih ediyor ve açık hava uygulamalarına önem veriyorum. Mutfağıma ve evime aldığım malzemeleri özenle seçiyorum. Ancak, her şeyin bir anda değişemeyeceğine inanıyorum. Alışkanlık edinmek ve kalıcı değişiklikler yaratmak, emek ve zaman gerektiren süreçlerdir. Bu nedenle, radikal kararlar almak yerine, adım adım ilerlemeyi daha uzun vadeli ve sürdürülebilir buluyorum. Danışanlarıma da hızlı değişimler yerine kalıcı değişimler vadederek, sağlıklı ve çevre dostu bir yaşam tarzını benimsemelerine yardımcı oluyorum.

Bu keyifli söyleşiyle beslenme alanında değerli bilgiler edindik. Unutmayalım ki, küçük adımlar büyük değişimlere yol açar. Sağlıklı bir yaşamın anahtarı, bedenimize, zihnimize ve ruhumuza özen göstermekte saklı. Bir sonraki hafta, Leyla’nın yoga alanındaki önerileri için blog serimizi takip etmeyi unutmayın!